28 Temmuz 2006

Italya'ya gidiyoruz da... :p

Dünyanın en kötü askerleri Avusturyalı'lardır. Tanrı, onlar da zaferin tadına varsın diye İtalyan'ları yaratmıştır!
-Napolyon
Burdan da ne olduklarını ne olmadıklarını görebilirsiniz:
http://www.infonegocio.com/xeron/bruno/italy.html

21 Temmuz 2006

Günün Sorusu: Bir erkeğin cinsel organının büyük olduğu dışarıdan anlaşılır mı?

Soru neyse de cevaba koptum! :D
H.Dümen, büyük adamsın vesselam...

Overdose!

Cankan, Boys Anılar, Yurtseven Kardeşler birleşip tek grup olsa da, bir defada overdose alıp ölüversek, yavaş yavaş acı çekeceğimize!...

18 Temmuz 2006

Süper Kahraman Spiderman...


Kahramanlar arasında sanırım en abazanı bu Spiderman olsa gerek... Ondan başka düz duvara tırmanan başka süper kahraman tanımıyorum çünkü.. :)
Mary Jane mafetti adamı yav..
Bir verse de adam duvarlardan iniverse artık..
Ama sanırım 3.sünde de varmiyor teyzem. Çünkü 2007 'de seriye bir halka daha ekleniyor... http://www.imdb.com/title/tt0413300/ Bu resimde de görüldüğü üzre Spiderman bu durumdan fena yorulmuşa ve efkarlanmışa benziyor. ;)

Bilgi İşlemcileri Mutlu Etmenin Yolları

Tam olarak meslekdaşlarım için hazırlanmış süper saptamalar...

Bizi mutlu etmeniz için altın ipuçları.

1. Eğer bizi kahve makinesinin başında ya da sigara molasında yakalarsanız muhakkak bilgisayarla ilgili bir soru sorun. Bizim dünyada anladığımız tek şey teknolojidir ve molayı sizin sorularınızı yanıtlamak için verdik. Bilgisayarınızla ilgili soruları e-posta ile ya da telefonla soramazsınız.
2. Destek bölümünü aradığınızda karşınıza çıkan mesajı sonuna kadar dinlemeden mesaj bırakma seçeneğine gidip, ne istediğinizi kaydediniz. O mesajda bizim izinli olduğumuz ve iki gün sonra ise geleceğimiz kaydedilmiş olsa da siz bunu bilemediğiniz için ertesi gün bir üst yetkiliye sorununuzla ilgilenilmediğini belirten şikayet mektubu gönderiniz.
3. Evdeki telefonunuz hat vermiyorsa hemen bizi arayın. Biz muhakkak ne olduğunu biliriz.
4. Bizimle bir sorununuzu gidermek için telefonda konuşurken gazete okumaya devam edin. Böylece bizim söylediklerimizi yapmazsınız. Ne de olsa biz kendi kendimize konuşmayı severiz.
5. Bilgisayar kursuna gidiyorsanız orada öğrendiklerinizi denemek için kendi bilgisayarınıza ve arkadaşlarınızın bilgisayarlarına yeni sürücüleri kurunuz. Böylece sistem çalışmaz hale geldiğinde bize gece yarılarına kadar çalışacak fırsat vermiş olursunuz.
6. Bize kolay kolay teşekkür etmeyin. Ne de olsa biz bu işi severek yapıyoruz ve bu iş için para alıyoruz.
7. Yeni bir yazılımı sisteminize kurup bir sorun yaşadığınızda, bilgisayarınıza yeni bir yazılım kurup kurmadığınız sorusuna kesinlikle kurmadım cevabını verin. Böylece ne olduğunu anlamamız daha uzun sürecektir.
8. Eğer farenin kablosu sizi çok rahatsız ediyorsa kablonun bir kısmını monitörün ya da sistem ünitesinin altına sıkıştırın. Bu kablolar çok dayanıklıdır, hiç bir şey olmaz, ezilmez.
9. Klavyenizdeki bir tuş çalışmıyorsa hemen klavyenin değiştirilmesini talep edin. İçecek ya da yiyecek döküldükten sonra çalışmayan klavyeyi niye size vermişler ki.
10. Sistemi kullanırken “Emin misiniz?” ya da “Are you sure?” mesajı aldığınızda ne olduğuna bakmadan hemen “evet” ya da “yes” cevabını tıklayın. Emin olmasaydınız o işlemi niye yapmak isteyesiniz ki.
11. Lazer ya da inkjet yazıcının kartuşunun değişmesi gerektiğinde muhakkak bilgi işlemden birisini çağırın. Kartuş değiştirmek olağanüstü zor bir iştir ve el kitaplarına göre üniversitelerin nükleer fizik bölümünden diploma alınmış olmasını gerektirir.
12. Bilgisayarınızda bir sorun yaşadığınızda sekreterinize talimat vererek düzelttirmesini isteyin. Böylece sorunun ne olduğunu bilmeyen bir üçüncü kişi ile konuşmaya başlarız.
13. 30 MB civarında bir film eklenmiş mesaj aldığınızda bütün tanıdıklarınıza forward edin. Ne de olsa bizim mesaj sistemlerimizde sınırsız kapasite var ve internet hatlarımız hep boş.
14. Uzun yazı dosyalarını yazıcıdan basmak için ufak parçalara bölmeyin. Bir defada 300 sayfa yazıyı yazıcıya gönderin ki, sizden sonra bir sayfa yazıcı çıktısı almak isteyenler bekleyebilsin.
15. Bilgi işlemden birisine hafta sonunda markette rastlarsanız muhakkak bilgisayarla ilgili bir soru sorun. Ne de olsa biz yirmi dört saat yedi gün çalışırız.
16. Eğer çocuğunuz bilgisayar bölümünde okuyorsa hafta sonu sizin bilgisayarınızı kullanabilmesi için ofise getirin. Böylece pazartesi sabahı yasal olmayan yazılımları sistemlerden nasıl sileceğimizi bulmaya çalışırız. Üstelik bu yazılımlar şirketin uygulamalarını çalışmaz hale getirmiş olabilir. Biz tekrar kurarız.
17. Evde kullanmak için isimsiz toplama bir bilgisayar alıp, çalıştıramadığınızda hemen ofise getirip, bilgi işlem bölümüne verin. Bir an önce çalıştırılmasını isteyin ki evdekiler quake, doom, unreal oynamaya başlayabilsinler. Ne de olsa bizim bütün gün internet’te dolaştığımızı herkes biliyor.
18. E-postalarınızın ekindeki tüm dosyaları açın. Tehlikeli olduğunu bilseniz dahi tehlike sizi etkilemez. Virüs bula bula sizi mi bulacak?
19. Bizi bilgisayarınızı başka bir yere taşıtmak için çağırdığınızda, cihazı yarısına kadar kartpostallar, bebek, çocuk veya manzara fotoğrafları, doldurulmuş maket oyuncaklar, kurutulmuş çiçekler altında bırakın. Bizim kendimize ait bir yaşamımız yok, tek görevimiz bunların arasından sistemi bularak sizi memnun etmek.
20. Hiçbir şeyi hiçbir zaman not almayın. Oluşan hata mesajlarını tekrar oluşturmaya çalışarak ne olduğunu anlamak bizim işimizdir.
21. Eğer bilgi işlem departmanından çağırdığınız bir kiti hemen yanınıza geleceğini söylediyse, yerinizi kahve veya çay almak için terk edin. Bu sayede teknisyene bilgisayarınızın şifresi gerekli olduğunda orada bulunmazsınız. Yüzlerce bilgisayarın ekran koruma modundan çıkış şifresini hatırlamak bizim için çocuk oyuncağıdır.
22. Yardım masasını aradığınızda ne istediğinizi belirtin, yapmak istediğinizi nasıl yapamadığınızı belirtmeyin. Eğer mesaj alamıyorsanız, bilgisayarınızı açmadığınız için bunun oluştuğunu siz bilmek zorunda değilsiniz.
23. Bilgi işlem size yüksek öncelikli bir elektronik posta gönderdiyse okumadan hemen silin. Onlar sadece test amaçlı elektronik posta gönderirler.
24. Bilgi işlem elemanı masasında yemek yiyiyorsa, doğrudan yanına gidin ve tüm içinizi boşaltın, söylemek istediklerinizi söyleyin. Biz size hizmet etmek için buradayız.
25. Acil bir mesajın tamamını büyük harflerle yazarak gönderin. Bu sayede mesaj sunucusu hemen o mesajı alıp, bekletmeden, öncelikli olarak ilgili yerlere dağıtacaktır.
26. Fotokopi makinesi çalışmadığında bilgi işlem destek grubunu arayın. Sonuçta o da elektronik bir cihaz.
27. Evdeki bilgisayarınızda bir sorun olduğunda şirkete getirin ve bilgi işlemdeki kişilerin masasına kime ait ve sorunun ne olduğuna dair bir not bırakmadan cihazı bırakın. Biz bulmaca çözmeye bayılırız.
28. Bilgi işlemden kişiler size bilgisayar monitörlerinin içinde kartuş olmadığını söylediklerinde itiraz edin ve onlara yanıldıklarını ispat etmeye çalışın. Biz anlamsız şekilde bilgisiz karşılıklı tartışmayı severiz.
29. Telefonla konuştuğunuz bilgi işlem elemanı hemen yanınıza geleceğini söylediğinde ona; “Hemenden, kaç hafta anlamalıyım?” diye sorunuz. Bizi bu şekilde motive etmeniz çok olumlu bir yaklaşım.
30. Eğer yazıcıya gönderdiğiniz bir doküman çıktısını alamıyorsanız, aynı dokümanı yirmi defa daha yazıcıya gönderin. Böylece yazıcıdaki boşlukları doldurup, yazının çıkmasını sağlayabilirsiniz.
31. Eğer hala yazıcıdan çıktı alamıyorsanız, aynı yazıyı firmadaki değişik tüm yazıcılara gönderin. Muhakkak bir tanesi çalışacaktır.
32. Hiçbir şekilde teknik terimleri öğrenmeyin.. Siz, “Bu şey birden durdu” dediğinizde “şey”in ne anlama geldiğini biz muhakkak buluruz.
33. Sistemdeki yardım dosyalarını, kullanıcı kitaplarını okumayın. Onlar sadece teknik adamlar içindir...

Güzel bir fıkra.. Sağlıklı Tavşan...

Bir tavşan ormanda koşarken, esrar saran bir zürafa görür.
Ona:
- Dostum Zürafa, içme bunu, sağlığına zararlı, koşalım form tutalım der ve baslar bunlar koşmaya.
Biraz sonra kokain çekmeye hazırlanan bir fil görürler ve
- Fil arkadaşım, kokaini bırak, gel bizimle koş beraber form tutalım, diyerek ikna eder.
Biraz koştuktan sonra kendine eroin enjekte etmeye hazırlanan aslanı görürler.
- Sevgili aslan kardeş, batırma kendine bunu, gel bizimle koş sana da iyi gelir, der ve aslan yaklaşır tavşana ve yumruğunu indirir tavşanın suratına.
Diğerleri şaşkın…
- Niye yaptın bunu, iyiliğimizi istiyordu.
- Bu salak her extacy aldığında ormanda deli gibi koşturuyor bizi....


Bu da ne demek?

"Yağmurda sucuk gibi ıslandım" diye bir tabir vardır. Bu nasıl mümkün olabilir ki arkadaşlar? Bir insan sucuk gibi nasıl ıslanabilir ki? Sucuklar hep yağmurda mı dolaşırlar? Sucuk ile yağmur ve su arasında bir bağ kurabilen varsa beri gelsin...

16 Temmuz 2006

Korsan cd satıcısıyla diyaloglar... :D

Ankara'dan kalkıp istanbul'a hasbelkader yerleşmiş bulunan 3 erkek ev arkadaşı olunca, eve porno cd alımı en büyük ihtiyaçlardan biri oluyo haliyle. Yalnız bunu kapıya koyduğunuz ekmek torbasına "ramazan abi, bi gaste, bi süt, varsa bi de konulu yolla" notuyla yapamıyosunuz ne yazık ki. Görev dağılımı, iş bölümü gibi ilkel bi kabilenin bile rahatlıkla gerçekleştirebildiği mevhumlardaysa daha önceden kimsenin birebir satıcıyla diyalog kurmamış olmasından dolayı sıkıntımız var; ankara'da hep pornocu samimi bi arkadaş bulunmuş, zamanında tüm pornolar o zavallıcıktan alınmış ve hatta porno alımı dışında hiçbi diyalog kurulmamış, king oynarken karaye dahil edilmemiş, hor davranılmış. muhtemelen o ibnenin ahı tutuyo ve biz 3 erkek bir süre birbirimize çarpmamaya gayret ederek evde non stop ereksiyon halinde geziyoruz. bilhassa sabahları görülmeye değer durumdayız. ereksiyonun en kudretli anlarının yaşandığı o sabah saatleri kahvaltıya denk geliyo, "ibrahim, kaşarı uzatır mısın abi" diyorum, "dur lan fırlatıyım hehe" cevabıyla karşılaşıp, adamın taşşaklarının esnekliği ve boxer lastiğinin penis salınımını artırıcı fırlatış gücünden yararlanarak yaptığı bir nevi ilkel mancınıktan fırlayan kaşar dilimlerini hayranlıkla seyrediyorum. Age of empires'ta karakter olsak safi üçümüz bi kasabayı yerle bir eder, town center'a rahat gireriz çüklerimizden çıkan "doink doink" sesleriyle diye düşünerek huşu içinde gülümsüyorum.
Yeterince kaşar fırlatıp -ki boyutun hakkaten önemli olmadığı, önemli olanın fırlatış işlevi olduğunun birebir deneyle kanıtlandığı bu dönem hepimize huzur vermiştir- birbirimizi s.kmek dışında 3 pipiyle yapabileceğimiz her tür iğrençliği yaptıktan sonra konuya kesin çözüm getirmemiz gerektiği konusunda hemfikir oluyoruz: eve porno cd alınacak! Görev ilk olarak yavuz'a düşüyo. Yavuz, her ne kadar kendisinin "porno cd badak'ı" olduğunu iddia etse de görev görevdir diyerek, alıp bizi yanına bostancı çarşı'ya götürüyo. ilgiyle izliyorum yavuz'u. Sinsice cd satıcısına yanaşıyo, etrafındaki müşterilerin birer birer ayrılmasını beklerken "abi bak potemkin zırhlısıyla yurttaş kane var, alsak mı ben çok merak ediyorum" benzeri vizyonumuza ve misyonumuza tamamen aykırı cümleler kuruyo. İbrahim'in gözlerini pantolonuna kaydırarak "yavuz hşş çaktırmadan bak lan, zırhlının hasosu burda, hücumbot gibi oldum, kruvazer oldum hadi lan" deyişiyle beraber yavuz atağını yapıyo "eee şey abi...sen de şey var mı...film....eee....film ya...şey...mikili film??"......kısa bir sessizliği takiben, satıcının gözlerindeki yavşak bakışı yakalıyorum, gözleri bize "olum mikili ne lan ahahah en son 1988'de vhs kiralanırken söylenmişti o laf" diyo adeta. yavuz'un eline tutuşturuyo bi cd, "aşk gemisi" isminde, hemen parayı verip uzaklaşıyoruz. eve gelip koyuyoruz filmi, lakin eşşek sıpası "mikili" dediği için cd'ci muhtemelen elindeki en soft filmi veriyo bu çocuklar masum heralde diye düşünüp, bilmiyo tabi kahvaltı masasında kaşarlar uçuşuyo. filmin 1 sahnesinde 10 saniye kadar meme görünüyo, o kadar. hayır bi de konu bence gayet güzel, gayet duygusal; ben oturup izledim diye kınanıyorum sonra.
ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra görev, ev encümeni kararıyla bana veriliyo. işin kalbine inmeyi istiyorum, kurumsal bi çalışma olsun, her akşam gidilen cheers tadında bi pornocu mekanımız olsun istiyorum. dolayısıyla seyyar satıcılardan ziyade bu işi hakkıyla yapan dürüst,kaliteli,mahalli esnaflara yöneliyorum (ühüü erotik shop lan işte evet) durum çok özetle şu oluyo: (bkz: yeni baslayanlar icin kadıkoy/@depeyi)
Sonunda ibrahim, birimizi tek memeye azan bi yeni ergen, bir diğerimizi ibne belleyince kontrolü eline almaya karar veriyo. ve ibrahim'den cd'ler akmaya başlıyo. rahibeler mi dersin, sekreterler, hemşireler mi dersin uzunca bi süre evde hemen hemen tüm sektörlere hitap edebilecek bi porno arşivi oluşuyo. yenibir.com oluyoruz adeta herbirimiz, kariyer.net oluyoruz. cd'ler kategorilere, kalitelere göre ayrılıyo. ankara'dan gelen konuklara özel ustalara saygı kuşakları düzenleniyo.kahvaltılar normale dönüyo. bundan sonra işin "merak" kısmı başlıyo. "olum eşşekli aldım bak" la başlayan süreçte artık masturbasyon hayatımıza katkısı bulunmayan ama "vay anasını neler varmış dünyada" diyerek birer belgesel edasıyla seyrettiğimiz filmler sezonu açılıyo. açılıyo açılmasına da, porno alımında sensei bellediğimiz ibrahim'in üşengeçliğinin başına iş açması da yakınlaşıyo.
Sevgili ibrahim meğer sen bunları şirketin hemen yakınında bulunan kavacık köprüsünden almasın mı? alsın. lakin adam o kadar çok cd almış durumdaki nerdeyse kanka olmuş satıcıyla. ve birgün geliyo....o kara perşembe akşamı...ibrahim mesaisinden patronu ve müdürüyle çıkıyo...hergün tek başına yürüdüğü o yolu bu defa o ikisiyle yürüyo...bi ürün lansmanı ve onun pazar araştırmalarıyla ilgili ciddi ciddi konuşuluyo, bu araştırmada ibrahim'in gösterdiği üstün performanstan ve boş olan bir üst müdür yardımcılığı kadrosuna en büyük adayın ibrahim olduğundan bahsediliyo...ta ki tam köprünün üzerindeyken...cd'cinin, ibrahim'in kariyerini bitiren o efsane sözüne dek....
- ibrahim abi, hehe, abi gruplu-köpekli getirdim abi sana, istiyodun ya hani....
ibrahim bi sigara yakıyo, başı öne eğik...sıkı bi nefes çekiyo...."gene de yenicem ulan seni istanbul! yenicem!" diye haykırıyo gözleri....
Yarramın başını yenersin ibrahim, başını....uzat hadi kaşarı uzat şurdan...

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=korsan+cd+saticilariyla+diyaloglar&kw=&a=&v=&p=13 "depeyi" takma adlı kişinin ekşisözlük'ten alınma yazısıdır.

14 Temmuz 2006

Dünya Basın Fotoğrafları

























Kedilere Bayılırım... :)


Türk erkeği mangal sever



Türk erkeği mangal sever

Aslında dünyanın her yerinde erkek 'milleti' genel olarak mangal yapmaktan çok hoşlanır.

Hatta, açık ateş üzerinde et pişirmenin erkeklerin genleriyle ilgili olduğuna dair görüşler bile mevcuttur. Ben, yaza hızla yaklaştığımız şu günlerde çoğumuz için en büyük pişirme keyiflerinden biri olan mangalda ızgara tekniği konusunda sizlere birkaç ipucu vermek istiyorum. Böylelikle bu keyfinizi daha rafine hale getirebilir ve çok daha lezzetli mangal yemekleri yiyebilir, yedirebilirsiniz.

Bugün dilerseniz sizlere önce, mangalda pişireceğiniz etlerle sebzelerin aromalarını ve görünüşlerini farklılaştıracak birkaç 'yeni fikir' önererek işe başlayayım. Bu yeni fikirleri deneyin, gerçekten çok güzel sonuçlar alacaksınız.

1-Etlerin pişmesine bir-iki dakika kala mangal kömürlerinin üzerine biraz limon veya portakal kabuğu atarsanız, bunların yanmasıyla ortaya çıkacak olan aroma, özellikle balık ve tavuk ızgaralarınıza çok hoş bir rayiha verir.

2-Birkaç diş soyulmamış sarmısağı hafifçe ıslatıp mangal kömürünün üzerine pişmenin son bir-iki dakikasında atarsanız, bunların yanmasıyla çıkacak dumanın aroması da etlerinize ve hatta ızgara sebzelerinize muhteşem bir lezzet katar.

3-Kuzu pirzolası pişiriyorsanız, bir saat soğuk su dolu bir tas içinde ıslanmaya bırakacağınız kuru biberiye (rozmari) otunu pişirmeye başlarken kömürlerin üzerine serpip, bunların yanmasıyla ortaya çıkan dumanla etlerinizi 'isleyebilirsiniz'. Bu otları soğuk suya yatırmanızın sebebi, yanmalarını geciktirmek ve daha fazla duman çıkarmalarını sağlamak.

4-'İslemek' ya da 'füme etmek' için mangal size sınırsız fırsatlar sunar. Bunların başında mangal kömürünün üzerine aroma içeren bazı ağaçların yongalarını atma yöntemi gelir. Örneğin kiraz, ceviz, meşe gibi ağaçlardan yonga bulabiliyorsanız, bu yongaları önce bir saat boyunca soğuk su içinde bekletip ardından kömürlerin üzerine serpiştirerek yanmalarını sağlayabilirsiniz. Böylelikle de bu kokulu ağaçların harika rayihaları etlerinizi füme ederek çok farklı lezzetler verir. Bence bu yaz mutlaka denemelisiniz.

5-Füme etme işinde taze baharat otlarını da kullanabilirsiniz. Örneğin taze kekik, adaçayı, taze fesleğen veya taze mercanköşk otlarını pişirmenin son iki dakikasında kömürün üzerine serperek etlere yepyeni füme lezzetleri katabilirsiniz. Bunun için bu otların tohumlarını alıp şimdiden balkondaki saksınıza ya da bahçenize ekebilirsiniz zira bu günler bu işin tam zamanı.

6-Eğer ızgara telinizi iyice temizleyebilirseniz ve hatta ayrı bir ızgara teliniz varsa, bunun üzerinde ızgara meyve yapıp bunları tatlı olarak servis edebilirsiniz. Örneğin ananas dilimleri, yarıya kesilmiş şeftali ya da yarıya kesilmiş kırmızı erik gibi. Yoğurt ve balı karıştırarak bunların üzerine bir tatlı sosu da yapabilirsiniz.

7-Mangalın doğrudan kömür ateşine maruz kalmayan kenar kısımlarında, alüminyum folyo içine paketleyeceğiniz sebzeleri telin üzerine koyup, buğulama yoluyla pişmesini sağlayabilirsiniz. Bu sebzeleri de ızgara etlerin yanında servis edebilirsiniz.

8-Mangalda buğulama tekniği bütün balıklar için de çok uygundur. Yine alüminyum folyonun içine balığı ve birkaç limon dilimini koyup paket haline getirin ve mangalın kenar kısımlarında yavaş yavaş pişmeye bırakın.

9-Izgara etlere ve sebzelere ızgara izleri çıkarmak ve bunların çapraz baklavalar olmasını sağlamak görüntü güzelliği verir ve bence çok önemlidir. Bunu yapabilmek için: Önce et veya sebzeyi size göre 45 derecelik bir açıyla ızgara üzerine yerleştirin. Pişme süresinin tam yarısında, bunları bu kez tam tersi yönde kendilerine göre 90 derece açıyla çevirip ızgara üzerine tekrar koyun. Resimde gördüğünüz ızgara izlerini elde edersiniz.

10-Zeytinyağı, dövülmüş sarmısak ve sirkeyi karıştırarak hazırlayacağınız bir 'yağlama' karışımı hem etlerinizi ve balıklarınızı yağlamak için, hem de harika bir lezzet katmak için idealdir. Deneyin.Güzellikle kalın, yaratıcı olun.

Mangal yapmanın olmazsa olmazları
Esasen bir pişirme 'tekniği' olan mangalda ızgara yapma, her yemek tekniğinde olduğu gibi belli bazı temel kurallar içeriyor. Aşağıda sayacağım bu kurallara sadık kaldığınız ölçüde, mangalda yapacağınız ızgaralar çok daha başarılı oluyor:

1. Organize olun
Mangal işlemine başlamadan önce kömürünüz, çıranız, kullanacağınız aletler, et, sebze ve ızgara yaparken kullanacağınız lezzet vericiler önceden hazırlanmış olmalı. Telaşı ve hatayı önlemenin ilk ve en önemli yolu bu.

2. Kömür miktarını baştan iyi ayarlayın
Mangal ızgarası yaparken temel kural şu: Kömürler, yiyecekleri pişireceğiniz yüzey alanından sağa ve sola doğru onar santim daha fazla yayılmalıdırlar. Daha sonra kömür eklemek yerine en baştan bu kuralı uygulayın ve kömür miktarını bol tutun. Kömürleri tutuştururken, gazyağı ya da kimyasal özellikli tutuşturucu kullanmaktan kaçının. Bunlar et ve sebzelerinize nahoş bir koku katarlar. Ayrıca sağlığa da zararlıdırlar.

3. yüksek ısıYA ulaşmadan pişirmeye başlamayın
Mangal ızgarası, 'yüksek ısı' ile pişirme yöntemidir. Zira kömürün aromasının yiyeceklere geçebilmesi ve aynı zamanda da et ve sebzelerin üzerinde ızgara izleri bırakabilmeniz için ısının yüksek olması gerekir. Kömürlerin üzerini ince bir kül tabakası kaplayıp, içlerinden kor ateş göründüğünde, doğru ısıya ulaşılmıştır. Ayrıca şu testi de yapabilirsiniz: Elinizi ızgara telinin duracağı yükseklikte ateşe yaklaştırın. Eğer elinizi en fazla iki saniye orada tutabiliyorsanız, ateş yüksek ısıya ulaşmış demektir. Beş saniye elinizi çekmeden tutabiliyorsanız ısı düşük, dört saniye tutabiliyorsanız ısı orta ve üç saniye tutabiliyorsanız ısı orta-yüksektir. Yüksek ısı seviyesine gelmeden lezzetli pişirme yapamazsınız.

4. Izgaranızı temiz tutun
Izgara teline yapışmış eski yemek kalıntıları üzerinde ızgara yapmak kadar itici bir şey düşünülemez. Ayrıca, eğer ızgara teliniz kirli ise, pişireceğiniz yiyecekler tele yapışacaktır. O nedenle ızgara telini/demirini mangal partisi bittikten sonra mümkünse tel bir fırçayla kazıyıp sabunla iyice yıkayıp kaldırmak gerekir. Aynı zamanda da pişirmeye başlamadan önce tekrar yıkayıp kuruladıktan sonra mangalın üzerine koymalısınız.

5. Izgara telini yağlayın
Et, balık ya da sebzelerin ızgara demirine yapışmasını önlemek için mutlaka işe başlamadan önce teli yağlamanız gerekir. Bunun için katlanmış bir kağıt mutfak havlusunu yağlayıp, uzun bir maşayla telin üzerine sürebileceğiniz gibi, yarıya kesilmiş bir kuru soğanı zeytinyağına batırıp uzun bir çatalla da ızgara telini yağlayabilirsiniz. Soğan, çok hafif de olsa, tele bir aroma katacaktır.

6. Etlerinizi çatal batırarak çevirmeyin
Özellikle biftek, bonfile ve pirzolaları sadece maşa kullanarak çevirin. Zira eğer etlere çatal batırarak çevirirseniz, çatalın açacağı deliklerden etin içindeki lezzetli su dışarı akar ve siz lezzetsiz, kurumuş bir et ya da tavuk yemek zorunda kalırsınız. Ayrıca etlerinizi çok fazla pişirip kurutmamalısınız. Etler en azından orta pişmiş olmalı ve bir miktar sulu kalmalıdır. Aksi halde yediğiniz şeyin tahta parçasından farkı kalmaz.

7. Etleriniz pişerken üzerlerine yağ veya sos sürün
Et ya da tavuğun daha farklı bir lezzet vermesi için farklı karışımlarla bunları marine etmek iyi fikir olabilir. Ayrıca, etler pişerken bunları arada sırada bir fırça kullanarak zeytinyağıyla yağlamak ve hatta üzerlerine marine karışımından ara sıra sürmek gerekir. Burada şu noktaya dikkat etmeniz önemlidir: Eğer süreceğiniz sos, örneğin marketlerde satılan 'BBQ' (Barbekü) sos ise, bu güzel sosu pişmenin en sonuna doğru etlerin üzerine sürmeniz gerekir. Zira içinde şeker bulunan bu ve bunun gibi sosları erken sürerseniz şeker yanıp karamelize olur ve bu da etin lezzetini bozar.

8. Kalın etleri kapak kapalı olarak pişirin
Biftek ya da bonfilelerinizi kalın olarak yemeyi seviyorsanız ya da bütün bir piliç pişirecekseniz, o zaman mangalda 'dolaylı' (indirect) pişirme yöntemi ile pişirmeniz daha iyi netice verir. Bu yöntemde kömürler mangalın iki yanında oluyor, ızgara teli ise tam ortada. Yani kömürlerin ısısı yiyeceklere alttan ve doğrudan gelmiyor, yanlardan dolaylı olarak geliyor. Bu yöntemle kalın etleri pişirmek istediğinizde, (varsa) mangalın kapağını kapalı olarak pişirmelisiniz. Kapağı her açışınızda pişirme sürenize 5-10 dakika daha ekleneceğini unutmamalısınız.

9. Etleri piştikten sonra birkaç dakika dinlendirin
Pişme sırasında etlerin suları etin orta yerinde toplanır. Bunları kesme tahtası üzerinde bir-iki dakika dinlendirdikten sonra servis yaparsanız, bu suların etin tüm iç dokularına yeniden dağılmış olmalarını sağlarsınız ki bu da lezzeti ziyadesiyle artırır.

10. Mevzinizi hiçbir zaman terk etmeyin
Mangal tekniği en kolay pişirme tekniklerinden biridir. Ama buna rağmen sürekli bir dikkat gerektirir. Bu hem pişen malzemenin lezzeti ve doğru pişmesi, hem de olası bir tehlikenin önlenmesi içindir. O nedenle mangal işine başladıktan sonra mangalın başından mümkünse ayrılmayın.Keyifli bir mangal sezonu dileklerimle.


Arman Kırım

Yakisikli adam!